15 Eylül 2007 Cumartesi

pusat dizisi 1. bölüm videoları










pusat dizisi 1. bölüm son fragmanı

haluk piyes hayranları için

pusat dizisi oyuncuları

ALİ PUSAT (HALUK PİYES)
24 yaşında. Sivas, Suşehri doğumlu.Soyadı savaşta kullanılan zırh manasına gelen ve bu lakapla tanınan boksör. Babası, hatırlayamayacağı kadar küçük bir yaşta onu ve annesini terkedip kayıplara karışır. Ali annesinin, yıllar sonra evlendiği üvey babası Fırat'ı bir türlü kabullenemez.


HEDİYE SELÇUK (YASEMİN BALIK)
Selahaddin Hoca ve Münevver Hanım'ın kızı. 23 yaşında. Sivas doğumlu. Orta boylu, esmer, güzelce bir kız. Anne ve babasının ayrılması üzerine annesiyle birlikte İstanbul'a taşınır. Babasını çok sever fakat karakteri üzerinde annesinin büyük etkisi vardır. Hediye, gazetecilik mezunudur. İstanbul Sportif adlı gazetede spor muhabiri olarak çalışmaktadır.


SELAHADDİN SELÇUK (ŞAHİN ÇELİK)
Pusat'ın küçük yaşlardan beri hem hocası hem de babası gibidir. Pusat hapse girdiğinde 50 yaşındadır. Hediye'nin babası.


KONT (EMİN BOZTEPE)
İllegal dünyanın ağır abilerinden. Anadolu'daki önemli bölge şampiyonluğu maçlarını takip eden, buralardan kendine para kazandıracak genç yetenekleri bulan ve küçük maçlara büyük paralar yatırarak sermayesini arttıran bir adam.


HARUN KUYUCU (ERDEN ALKAN)
İş ve spor dünyasının güç sahibi, gizemli ve en büyük isimlerinden biri. Kont, Harun Kuyucu'nun yetiştirdiği, yanına aldığı ve zamanla onun sağ kolu olmuş olan bir isim.

Emin Boztepe


Emin, çokça bilinen William Cheung ve Gracie ailesi ile olan mücadelelerinin artık tarih olduğunu söylüyor. Bugün o en sağlam ve en kuvvetli WingTsun organizasyonunu Amerika'da yaratmak için savaşıyor. Thomas Nilsson tarafından kaleme alınmıştır. ( Türkçe'ye çeviren: Sarper Gözütok )

Günümüzde dövüş sanatları ile ilgili hiç kimse ünlü WingTsun sanatçısı Emin Boztepe ve UFC şampiyonluğu saltanatını süren Royce Gracie arasındaki tartışmalı meydan-okuma/düşmanlıkla ilgili cesur manşetleri gözden kaçırmamıştır. Sert ifadeler gidip gelmekte ancak henüz fiziksel bir kavga olmamıştır. Bu arada dünyanın en zorlu dövüşçülerinden biri olarak anılan patlayıcı Emin Boztepe'nin ismi ve kariyeriyle ilgili daha önemli gayretleri vardır ve "gerçek" WingTsun'un incilini yaymak için dünyayı dolaşmaya devam etmektedir. Bu söyleşide Boztepe hayatı, felsefesi ve Amerika'da Wing Tsun'un geçmiş ve geleceği ile ilgili olarak açık kalplilikle konuşmaktadır.

Emin Boztepe ismi ELEKTRİK gibidir. Türk asıllı karizmatik dövüş sanatları ustası, bulaşıcı Gracie düşmanlığına kadar belki de en çok 1986'da ünlü Yip Man öğrencisi ve wing chun büyük ustası William Cheung ile olan karşılaşması nedeniyle tanınıyordu, ancak bunu Boztepe'nin kendisine sorarsanız böylesi bir hadise geçmişe aittir.

"Hiçbir zaman kişisel üne sahip olabilmek için çalışmadım" diyor. "Gerçektende William Cheung ile olan kolonya hadisesinden bu yana son birkaç yıl içinde olan tüm olaylar büyük oranda bir üne sebep oldular ve insanlar sizinle ilgili gerçek niyetlerinizi bir yana bırakarak konuşmaya başladıklarında kendinizi savunmanız gerekiyor."
"İnsanların hala on yıl önce olmuş bir olaylı ilgili yazıyor olmaları gerçekten de çok yorucu. Gracie olayıyla ilgili olarak da bu böyle: medya bununla ilgili olarak yazmaya devam edecek ama önemli olan şey şu ki ben hiçbir zaman magazinlere gitmedim. Bana gelen her zaman magazinler olmuştur."

Inside Kung Fu : Amerikan WingTsun Organizasyonunun başısınız. Bu genç organizasyonla ilgili hedefleriniz nelerdir?

Emin Boztepe: Herşeyden önce, sistemin WingTsun kısmı hala en güçlü yanı olsa da isim şu anda AEWTO veya Amerikan Eskrima WingTsun Organizasyonu olmalıdır. Eskrimada büyük ustam Rene Latosa ve ustam Bill Newman ile konuştum. Usta Bill avrupadaki baş çalıştırıcı ve A.B.D'de çok iyi tanınan usta Latosa'nın öğrencisidir. Büyük usta Latosa Amerika WingTsun Organizasyonunun Eskrima kısmını vermektedir ve işte bu yüzden ismi AEWTO olarak değiştirmeye karar verdik. WingTsun'da Amerika için olan hedefimiz diğer tüm ülkelerdeki için olanla aynıdır: WingTsun ve Eskrima'da gerçek dövüş sanatçıları eğitmek ve yetiştirmek ve rekabetçi vasıflı öğretmenlerin gelişimini sağlamak. Sistemin teknikleri çok önemlidir ve benim de geçmişimde olduğu gibi tüm sistemi öğrenmek için bütün öğrenciler aynı şansa sahiptir. Ben şu anda küçük ayrıntıları gözden kaçırmadan eksiksiz WingTsun sistemiyle ilgili konuşuyorum. Öğrencilere gerçekten de tüm resmi verebilmek için odaklanıyorum, öyle ki daha sonra eğitmen olduklarında benim olduğum gibi başarılı olabilmek için aynı olanağa sahip olsunlar.

Biz sadece WingTsun'un fiziksel yanını vermiyoruz, aynı zamanda öğrencileri teoride de yetiştiriyoruz ve Budizm, Taoizm, Konfüçianizm hakkında konuşuyor, sert stilleri yumuşak stillere karşı ve çin ve japon stillerindeki temel teknikler arasındaki farkları tartışıyoruz. Ayrıca önyargı içine düşmemeleri için bol bol WingTsun tarihiyle ilgili olarak da konuşuyoruz. Elbette ki biz WingTsun ve Eskrimayı diğer insanların duygularını incitmemek kaydıyla birinci sıraya koymayı istiyoruz. Ve işte böyle bir kültür bir dövüş sanatçısını gerçek bir dövüş sanatçısından ayırır. Biz insanların taklit yapmasını istemiyoruz, öğrencilerimizin WingTsun çalışmalarını ve neyle uğraşıp ne hakkında konuştuklarını bilmelerini istiyoruz!

IKF: Dünyadakiyle kıyasla sizin organizasyonunuzdaki WingTsun standartını nasıl sınıflandırıyorsunuz?

Emin Boztepe: Genel olarak standart çok yüksek ama çeşitli yerlerde derecelerin standartlarını kıyaslarken sanatın gelişimini alman gelişimiyle kıyaslamalısınız nede olsa Wing Tsun'un bugünkü esas ilerlemesi Almanya'da olmaktadır(Avrupa merkezi Heidelberg,Almanya'da bulunmaktadır). Orada bizim yaklaşık 1,500 okulumuz var ve Alman pratisyenleri standartı belirlemektedir ancak benimle çalışan herkes bizim Wing Tsun'umuzun çok çetin olduğunu ve programlarını vücutlarına ve kafalarına çok iyi yerleştirmeleri gerektiğini bilirler. Bugün itibariyle İsveç'in teknik olarak "Alman seviyesi" ne eriştiğini söylemeliyim ancak hem İsveç ve hem de Amerika dünyadaki ilk beş WingTsun Organizasyonundandır. Tabi ki Almanya halen bir numaradır.

IKF: Acaba Amerikalılar dövüş sanatlarında her zaman parlak bir imajı arayan, sabırsız ve birazda yüzeysel bakan insanlar mı? Amerikalıları ve avrupalıları aynı şekilde eğitebilir misiniz yada hiç farklı bir davranışla karşılaştınız mı?

Emin Boztepe: İlk olarak A.B.D'ye geldiğimde "aman Allahım" dedim, bu insanlar gerçekten de olduklarını umduğunuz gibiydiler. Gerçekten sırt üstü yatıp bir de hava atmayı seviyorlardı. Ama zaman geçtikçe işler daha farklı görünmeye başladı. Benim Amerikan öğrencilerim de çok ağır çalışıyorlar. Tekrar söyleyeyim, bizim esas kaygımız iyi dövüşçüler ve iyi eğitmenler yetiştirmektir; organizasyonumuzda herkesin dövüşmesi gerekmiyor ama iyi dövüşçüler yetiştirmek için iyi eğitmen olmalılar, bu nedenle her iki karakteri de arıyoruz. Bildiğiniz gibi tüm iyi dövüşçüler iyi eğitmen değildirler yada tam tersi.

Ama hayır, Amerikalıların daha parıltılı veya daha "şov-işi" kökenli dövüş sanatları stilini tercih edeceklerini sanmıyorum. Dini, politik yada başka türlü her sistem liderini takip eder ve avrupada yaptığım gibi Amerika'da da organizasyonu aynı şekilde ben yönetiyorum. İnsanlar ve onların karakterleri liderlerine bağlıdır. Benim Amerikalı öğrencilerimin diğer stillere karşı çok açık fikirli olduklarını söyleyeyim, aynı benim yetiştiğim yolda olduğu gibi çok analitikler ve çok özeleştiri yapıyorlar. Eğer kendi benliğinizi araştırmak ve özeleştiri yapmak yetisine sahip değilseniz hiçbir zaman çok usta olamazsınız.

IKF: Wing Tsun stillinizle Amerikan insanlarına ulaşmayı zor buldunuzmu? A.B.D büyük bir ülke ve günümüzde aktif olan pek çok dövüş sanatı mevcut.

Emin Boztepe: Aslında evet ama ben bunu gerçekten bir problem olarak görmüyorum. Çok disiplinliyim ve çok çalışırım. Hedeflerime çok iyi odaklanmış durumdayım ama kick-boks ve tai-boks gibi sert full-contact sporlarıyla uğraşan çoğu insanda genel olarak kung-fuya karşı öyle pek bir saygı olmadığını gördüm. Görüyorsunuz ya uzun yıllardır çalışıyorum ve şimdi sadece şimdi yaklaşık 15 yıl geçtikten sonra usta, Wing Tsun 5. Pratisyeni derecesine sahip olabildim ve devamlı olarak belki beş yada on yıldır çalışıyor olan, kendilerine büyük ustalar diyen insanlar görüyorum.

Kimsenin adını telaffuz etmek istemiyorum ama bugün sadece çok fazla sayıda "taklitçi" ve "koltukta dövüş sanatçısı" var ve magazinlerin çoğu kez onların hikayeleri yuttuklarını görmek üzücü. Büyük ustam Leung Ting'in kitap ve makalelerini kopya eden insanlar gördüm. Taklitçiliğin dalkavukluğun en ileri derecedeki hali olduğunu biliyorum ama dövüş sanatları topluluğunun taklitçilerinin ilgiyi topluyor olması beni rahatsız ediyor. Herkes kendi dövüş sanatı stilini yaratmaya çalışarak Bruce Lee'yi taklit ediyor.

IKF: Görünüşe göre WingTsun ailesinin kayda değer bir organizasyonu var. Dünyadaki mevcut WingTsun okulları üzerinde ne kadar kontrole sahipsiniz?

Emin Boztepe: Söz konusu olan benim organizasyonumsa evet öyle ama İngiltere ve Macaristan'daki kuzenlerim ne yapıyorlar bilmiyorum. Ben kendi ailem üzerinde kontrole sahibim-organizasyonun İsveç, Almanya ve Amerika kısmında. Burada oldukça bir kontrole sahibim, her bir çalıştırıcıyı kişisel olarak tanıyorum, çoğu öğrenciyi biliyorum. Henüz o kadar büyük değiliz ve bu insanların çoğu öğretimin belli derecelerini geçmek için bana tabi olduklarından seminerlerime düzenli olarak geliyorlar.

Bildiğiniz gibi şimdi neredeyse 12 yıldır seyahat ediyorum, öğretiyorum ve seminerler vs. veriyorum ve 15 yıldır da WingTsun organizasyonunun bir parçasıyım dolayısıyla da her ülkedeki asistan öğretmenlerime seminer sorumluluklarımın çoğunu devrediyorum. Gelecekte bugün olduğu kadar sık Almanya'ya gitmem gerekmeyebilir. Gelirimin çoğu Almanya'dan gelmekte ama hem İsveç hem de Amerika WingTsun'da ilerliyorlar o halde daha yapacak çok iş var.

IKF: Eğer WingTsun'un belli tipteki insanları çektiğini söylesem bana katılır mısınız?

Emin Boztepe: Evet kesinlikle! Kozmopolitan açık fikirli insanlar WingTsun'a çekilmektedir. Önyargılı hiçbir insanımız yok, çoğumuz seyahat etmeyi, birbirimizle iletişim kurmayı seviyoruz ve ben öyle çok seyahat ettim ki net olarak öyle bir kalıp görebiliyorum.

IKF: WingTsun müsabakası olmayan bir dövüş sanatı. Hiç böyle bir yönde ilerlemenin baskısını hissettiniz mi? Bugünün dövüş sanatları manzarası oldukça müsabaka merkezli.

Emin Boztepe: Hayır, hiç öyle bir baskı hissetmedim. Görüyorsunuz çok değişik insanlar çalıştırıyorum, diğer bazı dövüş sanatlarının şampiyonları gibi ve bugün Almanya'daki ileri düzeyli WingTsun çalıştırıcılarının çoğu başka stillerden gelmektedir. İnsanların çoğunluğu bizi hep yanlış anladı, diğer dövüş sanatları sistemlerine veya sadece bizim alanımızda olmadıkları için diğer dövüş sanatları şampiyonlarına karşı hiçbir zaman bir şeyimiz olmamıştır. Biz kendini savunma ve sanat alanlarındayız.

Müsabaka sanatları kuralları ve ödülleri olan sporlardır. WingTsun'da bizim böyle bir şeyimiz yoktur. Biz ayrıca sanatımızın felsefesini de çalışmaktayız ve eğer geleneksel karate ve kick-boksa ne oldu diye bakarsanız bu sanatların artık o kadar da geleneksel olmadığını fark edeceksiniz. Bu stiller artık saldırı sporları oldular, bu artık sadece kendini savunmayla ilgili bir konu değildir. Bu sporların kökenleri, mirası artık kaybolmuştur. Hiçbir zaman olmadığı kadar vahşi ve agresif olmuş bulunan günümüzdeki bunları uygulayan gençlerde bunu tesbit edebilirsiniz.

IKF: Zamanda biraz geriye gittiğimizde, ırkçı saldırılar ve fiziksel tacize devamlı hedef olmanızdan ötürü çocukluğunuzun nispeten problemli olduğunu ve dövüş sanatları çalışmaya 14 yaşınızda başladığınızı biliyorum.

Emin Boztepe: Doğru ve ben bir sanatçıyım, diğer tüm sanatçılar, aktörler, ressamlar vs. gibi büyürken acıyla tanıştım. Ama eğer kendi anavatanımda yetişmiş olsaydım aynı tip sıkıntılara sahip olacağımı zannetmiyorum. Turkiye'de altı kardeşin ikinci en büyüğü olarak küçük bir şehir olan Eskişehir'de doğdum. Dört yaşıma geldiğimde ailem Almanya'ya taşındı ve gençlik yıllarım fırtınalı ve zorlu sokak kavgalarıyla doluydu. Kısaca büyüyen ırkçılığın ve neo-Nazi hareketlerinin olduğu o günlerde Almanya genç bir Türk için en sağlıklı yer değildi. Kafa üstü kültürel bir çarpışma yaşadım ve yeni ve yabancı bir ülkeye uyum sağlamaya çalışmak ailemle de problemler yaşamama sebep oldu. Ailem eski geleneksel Türk tarzı hayata takılıp kalmışlarken ben bir genç olarak açık fikirliydim ve yeni yerler ve yeni fikirleri araştırma konusunda meraklıydım. Onları çok seviyordum ama sadece onlarla bir türlü anlaşamıyorduk.

Ebeveyinlerim Almanya'ya kendi değerleri, ahlakları ve görüş açıları olan yetişkinler olarak gelmişlerdi. Gerçekten de o yaştaki insanların arkalarını dönüp tüm yaşamlarını değiştirmeleri kolay değildir. Yeni bir toplumun değişik bir tarzda bir parçası olduklarından gençler için yeni bir çevreye uyum sağlamak çok daha kolaydır. Hala zordur ama gençsiniz ve öğreniyorsunuzdur. Benim için çok hayal kırıcıydı ve öyle zamanlar oldu ki öldürmek için hazırdım! Her zaman gergindim, hiç gevşeyemiyordum ve devamlı kendimi korumak için hazırdım. İnsanlarla iletişim kurmakta sorunlarım vardı ve sık olarak yanlış zamanda yanlış yerde oluyordum. Bugün hayatta olduğum için şanslı olduğumu anlıyorum.

IKF: Kendi adınıza 300 kadar silahsız kavga ettiğinizi ve hiç kaybetmediğinizi söylüyorsunuz. Bu doğru mu?

Emin Boztepe: Bu doğru, ama hiçbir kavgayı benim başlatmadığımı ve zaferlerimle de övünmediğimi ifade etmem de önemli. Geçmişimdeki acı tecrübeler olmaksızın böylesi çok yönlü bir dövüşçü ve başarılı bir dövüş sanatçısı olamayacağım konusunda ikna olmuş durumdayım. Sorunlu gençliğim beni duygusal olarak çok güçlü yaptı ve sizi ileri götüren şey fiziksel değil zihinseldir. Ateşe ihtiyacınız vardır, iç güçlerinizi geliştirmeniz gerekir. Müzikte ve dövüş sanatlarında pek çok yetenekli insan sadece zihinsel olarak yeterince güçlü olamadıklarından uyuşturucu ve suç içerisinde kayboldular.

IKF: Sizi dövüş sanatlarında başarıya ulaştırdığı kadar hayatın diğer yönlerini araştırmaya ve onları takdir etmeye iten bu ateşli tutkunuz muydu?

Emin Boztepe: Doğru, dövüş sanatlarının felsefi yönüne ilgi duymaya başladım ve kişiliğimin hassas yönünü araştırmak ve ortaya çıkarmak için konuyla ilgili kitapları okumaya başladım. Çoğu insan kendilerini güvensiz hissettiklerinden, genel olanların yanı sıra hayatta karşılaşmak durumunda oldukları bazı şeylerden korktukları için dövüş sanatlarına başlar. Eğer dövüş sanatlarının içine girerseniz hemen kompleksleriniz ve korkularınızla yüzleşmeye başlarsınız. Kaçış yoktur. Eller üstünüzdedir, beyninizi daha farklı kullanmak için zorlanırsınız, kendinizi açmaya zorlanırsınız ve kendi problemlerinizle nasıl başa çıkacağınızı öğrenmeye zorlanırsınız. Pek çok insan böylesi bir içbakışa karşı korku duyarlar ve bunun yerine uyuşturucu ve suç tuzağına düşerler. Bu gibi yönleri dövüş sanatlarının özünü oluşturur.

IKF: Gençliğinizde amatör boksör olarak 16 tane de ring dövüşünüz olmuş?

Emin Boztepe: Evet ve tek pişmanlığım da idolüm olan Muhammed Ali ile dövüşmemin hiç mümkün olmamış olması (güler...). Ayrıca Mike Tyson ve Sugar Ray Leonard'ı çok iyi buluyorum. Babam boks yapmamı arzu ediyordu ve altı yaşıma geldiğimde beni maçlara götürmeye başladı. Bugüne değin boksa bağlı kaldım.

IKF: El tekniklerinde WingTsun ve geleneksel batı boksu arasında bir benzerlik görüyor musunuz?

Emin Boztepe: Eğer sanatı temeline kadar soyarsanız tabi ki benzerlikler bulunuyor çünkü her iki sistem de yumruk kullanıyor. Benim Tyson'a bakın, ringde karakteristik WingTsun taktiği kullanıyor. Enerjisini ileri doğru yönlendiriyor ve doğrudan girip rakibi bilinçsiz yere seriyor. Bu tabi ki WingTsun'da çok erken öğrendiğiniz temel bir davranış düşmanın içine girip yakınından onu yenmek. Diğer stillerde sık sık geri çekilip hazırlanmanız gerekiyor ama WingTsun'da asla geri çekilmezsiniz. Sağa sola yada ileriye gidersiniz. Eğer geriye bir adım atacaksanız o halde oradan kaçıp belki de hiç dövüşmemelisiniz!

IKF: Dövüş sanatlarına 1976 da başladınız ve çabucak judo, şotokan karate, güreş, Muay Tai ve geleneksel boksu da içeren birbirinden farklı olan çeşitli dövüş sistemlerini incelemeye başladınız. WingTsun söz konusu olduğunda bu stile geç başlayan birisiniz, öyle değil mi?

Emin Boztepe: Evet, ben geç başladım. 18 yaşımdaydım ama WingTsun avrupa'da biraz genç bir organizasyondu, tüm olay Sigung Leung Ting'in bir ziyareti sonucunda Sifu Keith Kernspecht tarafından başlatıldı. Sifu Kernspecht Almanya Kiel kentinde ilk çalıştırmaya başladığında daha çok Wing Chun gibiydi ama daha sonra araştırmaya başladı ve 1979 da Almanya Wing Tsun Organizasyonunu kurdu ve öğrencilerinin çoğu onu orada takip ettiler. Ben bir yıl sonra katıldım bundan ötürü aslında orijinal WingTsun öğrencilerinden birisiyim ve bugün daha eski olan öğrencilerden bazıları bile benimle aynı düzeyde oldukları halde benim sınıflarıma geliyorlar.

IKF: Sizi WingTsun'a çeken şey neydi?

Emin Boztepe: Bu sanatın gerçek bir kavganın tüm yönlerini içeriyor olması olgusu; çok aşamalı bir sanattır. WingTsun'da bir kavganın tüm değişik aşamalarına hazır bulunuyoruz-uzun mesafe tekmeler, eller, dizler, dirsekler, atmalar ve yer dövüşü. Birden beşinci düzey öğrenciliğe kadar tüm bu yönleri kapsıyoruz öyle ki beşinci düzeydeki bir öğrenci bir-bir buçuk yıllık bir çalışma sonrası kendini her durumda her türlü rakibe karşı savunabilir. Doğal olarak başarısı kendi azmine ve ne kadar çok çalıştığına bağlıdır.

WingTsun gerçekten de ilk görüşte aşk gibiydi. Her zaman kendimi sokaklarda ispatlamaya çalışıyordum ve o zamanlar ki yaşam şeklimden dolayı çok agresiftim. Beni sanata gerçekten de bağlayan şey stilin teknik yönleriydi. Ne kadar iyi olduğunuz gerçekten de o kadar önemli değildir, olay her zaman tekniklere iner. WingTsun çok tutumludur ve bu stildeki dövüş şekliyle daha fazla korunmaktasınızdır. Diğer çoğu stilde dıştan gelen saldırılara karşı daha açıksınızdır. Diğer pratisyenlerin duygularını incitmek istemem ama eğer karateye bakarsanız mesela dış bloklar kullanırsınız oysa biz WingTsun'da vücudu daha ileri derecede korumanın önemi üze-rinde duruyoruz. Vücudun tüm hayati, canlı organlarını korumak üzerinde odaklanıyoruz. Rakibin saldırı ve enerjisinin yolunu kesecek şekilde Bruce Lee de JKD'yu bunun üzerine kurmuştur. Hala WingTsun'a tutku duyuyorum ve sanıyorum insanlar onları çalıştırdığımda bunu hissediyorlar.

IKF: Aynı zamanda siz Rene Latosa'nın Eskrima sistemini de WingTsun müfredatıyla birleştirdiniz. Bu nasıl oldu?

Emin Boztepe: Sanırım sifum (Kernspecht) büyük usta Latosa ve Bill Newman'ı Almanya'ya davet ettiğinde 1979 yılıydı. Eskrima WingTsun sistemiyle, Sifu Kernspecht her zaman daha gerçekçi bir çalışma olanağı için çabaladığından birleşti ve WingTsun öğrencisi çalışma programında çok geç aşamalara kadar silahlarla çalışmaya başlamıyor. Aslında silahlar WingTsun'da en son öğrendiğiniz şeyler. O halde bir sorun vardı-Sifu daha erken bir aşamada silahlı eğitimin verilmesiyle ilgili bir ihtiyaç hissetmişti. Bugünün toplumunda gerçekten de belki özellikle de bıçaklara karşı olmak üzere değişik çeşitteki silahlara karşı kendimizi savunmayı öğrenmeye gerek duyuyoruz. 1982 yılında Alman WingTsun Organizasyonu Eskrimanın ailenin bir parçası olmasına karar verdi.

IKF: Nasıl Amerikan WingTsun Organizasyonunun başı oldunuz?

Emin Boztepe: 1987 den beridir A.B.D ye gidip gelmekteydim. İlk iki yılı New York'ta geçirdim ve daha sonra 1989 da sonraki Ed Parker beni, Amerikan toplumuna WingTsun'u tanıtma fırsatını bulduğum Long Beach turnuvasına davet etti. İzleyiciler gerçekten çılgına döndüler ve gördükleri şeyi çok sevdiler. 1990 da Los Angeles'a taşındım ama sık sık avrupayı ziyaret etmeyi sürdürdüm. Burada A.B.D deki sorun Sigung Leung Ting'in sadece yılda birkaç kez gelebiliyor olması ve dolayısıyla sistemi doğru düzgün organize etmek için yeterli zamanının olmamasıydı. Amerikalılar çok şevkliydiler ama aynı zamanda Almanya'dan WingTsun insanlarının her gelişinde kolayca onları yenebilmelerinden dolayı çok hayal kırıklığı da yaşıyorlardı.

Amerikan WingTsun Organizasyonu baş antrenörü işi ile gelen sorumluluğu almaya ilgi duymadığım bir zaman olmuştu. Sadece yalnızlığımı istiyordum ama sonra işler değişti ve ben görevi kabul ettim. A.B.D de 1990 da okullar açmaya başladım ve bugün ülkeye yayılmış bir dizi başarılı okulum bulunuyor. Sanırım Alaska'da dövüş sanatları okulu bulunan da tek kişiyim. Ayrıca Amerikan Kanun uygulayıcılarını, FBI'yı, Denizcileri, D.E.A'yı başarılı şekilde çalıştırdım. Los Angeles polis gücü eğitmenliğimden etkilenmiş durumda ve yılda iki kez FBI için özel bir "rehine kurtarma" seminerini yönetmekteyim.

IKF: Eğitici video kaseti "Emin Boztepe'den Gerçekçi Kendini Savunma", insanların gözlerini yuvalarından fırlatacak mı sizce?

Emin Boztepe: Bence benim videom gelecekte yapılacak bu tip videolar için bir standarttır. Bu, bu çeşitte yapılmış videolar içinde bugüne kadar en pahalı olanıdır. Herhangi bir film gibi yapılmıştır ve savaş sanatları ve gerçekçi kendini savunma taktiklerinin çeşitli olan tüm yönleri ile ilgilidir. Bir tanesi hariç tüm dövüş sahneleri benim kişisel gerçek hayat tecrübelerim üzerine kurulmuştur. Bu dövüşler otobiyografik bir yaklaşımla derlenmiştir ve izleyici kaseti izleyerek bir kavga nasıl başlar, buna nasıl engel olunur ve hiç çıkış kalmadığında bununla fiziksel olarak nasıl mücadele edilebilir öğrenecektir. Her dövüş sahnesinden sonra benimle rapörtaj yapılıyor ve ben bazı durumlarda neden bazı teknikleri uyguladığımı açıklıyorum. Çoğu diğer dövüş sanatçısının asla yapmadığı şekilde duygularım, stresim ve korkularım hakkında konuşuyorum. Hatta bir kavgamda rakiplerim benden sayıca üstün oldukları için onlardan kaçıyorum bile. Artık daha fazla kaçamayana kadar da bunu yapıyorum. Benim gerçek bir sokak dövüşü geçmişim var ve bu video ile bu tecrübelerimden faydalanmaya çalışıyorum. Bu, beyaz bir fon önünde iki kişinin birbirleri üzerinde teknik deneyip daha sonrada çok sıkıcı olduğu için kapatacağınız ortalama bir dövüş sanatları videosu gibi değildir. Benim videom çok daha bilgilendirici ve ilgi çekici ve sadece yetişmiş dövüş sanatçısını hedeflemiyor; herkes sokakta incinmemek için bu bilgiyi kullanabilir ve aynı zamanda umuyorum ki bu video bazı insanların dövüş sanatlarına bakışını genel olarak değiştirebilir. Şu anda piyasada öyle kötü eğitici video kasetleri var ki ve çoğu öğrencinin denemesi için gerçekten de tehlikeli olan teknikler gösteriyor. Sadece para kazanmak için piyasaya böyle çöplük sürerek insanlar çok sorumsuzca davranıyorlar! Ama ben biliyorum ki benim kasetim eleştirilecek çünkü ne yaparsanız yapın her zaman yaptığınız işte eksikler ve hatalar bulmaya çalışan bazı insanlar oluyor.

IKF: WingTsun'un geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Emin Boztepe: Çiçeklerle dolu kocaman bir arazi gibi. Bu sanat için büyük başarı görüyorum çünkü dürüstüz ve çok çalışıyoruz. İyi dövüş sanatçıları eğitmek için çabalıyoruz, barışı ve yeni arkadaşlar kazanmayı seviyoruz. Ama tabi ki eğer birisi egosunu bizimkiyle yarıştırmak isterse geri çekilecek değiliz. O durumda bununla derhal ilgileniriz. Biz gerçekçiyiz, kim olduğumuzu ve ne kadar iyi olduğumuzu biliyoruz. Ne kadar tehlikeli olabileceğimizi biliyoruz. Aynı zamanda bizim kibar, açık ve bonkör olduğumuzu göreceksiniz. Diğer stillerden de arkadaşlar edinmeyi seviyoruz, hayatı ilginç ve renkli kılan budur. On tane düşman edinmek zor değildir; hayat boyu iyi bir arkadaşa sahip olmak çok daha zordur. Ben bunu tecrübelerimden biliyorum ve hayatım boyunca pek çok şeyler öğrendim.

Emin Boztepe geniş egosunu ortaya koyan ilk kişidir ama becerileri, tecrübesi ve otoritesi de etkileyicidir ve bunlar fiziği, aklı ve kişiliği gibi inkar edilemeyecek şekilde kanıtlanmıştır. Büyük oranda medya tarafından oluşturulmuş, tek arzusu büyük kişisel şöhret kazanmak olan sinirli ve büyük ağızlı biri şeklindeki imajı gerçek Boztepe'ye pek uymamaktadır. Etkileyici, akıllı ve kurnaz bir adam olabilmektedir ve dövüş sanatlarındaki üstünlüğü sorgulanacak gibi de değildir.

Kaynak:
"Inside Kung Fu" Dergisi

29 Ağustos 2007 Çarşamba

pusat dizifilm fotoğraf çekimleri

Yerli Rocky dizisi geliyor

Pusat ile ilgili haberler basında çıkmaya devam ediyor. en son sabah ta çıkan dizi hakkında ki haberi sizlerle paylaşıyoruz.....

Geçen ay ünlü yönetmen Osman Sınav'ı, Show TV'nin genel müdürü Saner Ayar ile beraber Kıbrıs'ta kickboks maçlarını izlerken görünce, şüphelenmiştim, "Bu ekip yine bir şeyler çevirecek" diye... Tahminimde haklı çıktım. Meğer dizi çevireceklermiş! Bildiğiniz gibi, bu aralar ekranda kavga-dövüş fena halde reyting getiriyor. Tartışma programlarından söz etmiyorum. Benim bahsettiğim, Show TV ve Fox'un yayınladığı kickboks maçları... Eh, bizim millet bildim bileli kavga-dövüşe meraklıdır zaten. Bruce Lee filmleriyle büyümüş bir kuşağın üyesi olarak sinemadan çıktıktan sonra elektrik direklerine az uçan tekme atmamıştık... Dizi yapımcıları ve kanal yöneticileri de keşfettikleri bu yeni damar üzerinde kazı çalışması yapmakta gecikmediler. Ekranda vurdulu-kırdılı, mermili-mafyalı dizileriyle tanıdığımız Osman Sınav yeni sezonda Show TV'ye çekeceği "Pusat" adlı dizinin ilk "laboratuar" çalışmalarını geçen ay kickboks maçlarının yapıldığı Kıbrıs'taki Kaya Artemis Otel'de gerçekleştirdi. Sınav, "yerli Rocky Balboa öyküsü" olarak niteleyebileceğimiz bir senaryoyu hayata geçirmek için çok doğru bir başrol oyuncusu bulduğuna inanıyordu: Haluk Piyes... Aslında halim-selim bir kişilik gibi görünen Piyes'in, Almanya'da bir çeşit fight club (dövüş kulübü) organizasyonuna katıldığı, hatta "kafes dövüşü" diye bilinen müsabakalarda tekme-yumruk salladığını ben de Osman Sınav gibi yeni öğrendim ve doğrusu çok şaşırdım. Piyes'in, Kıbrıs'ta profesyonel kicboksçulara uygulanan ve sıradan sporcuların bile tamamlamakta zorlandığı antrenmanları kolaylıkla yaptığını görünce hem Sınav hem de kanalın genel müdürü Ayar çok şaşırdı. Hatta dövüşlerin organizatörü Tarık Solak, Haluk Piyes'i profesyonel dövüşçülerle birlikte ringe çıkarmak istedi ama yapımcılar "dizi öncesinde bir sakatlık olmasın" diye bunu kabul etmediler. Osman Sınav'ın Kıbrıs'ta izlemek istediği diğer kişi ise organizatör Tarık Solak'tı. Tüm Türkiye'nin televizyondaki kickboks yayınlarıyla artık yakından tanıdığı karizmatik ve yakışıklı organizatör, Osman Sınav'ın yeni dizisi "Pusat"taki en önemli oyunculardan biri olacaktı. Sınav, Kıbrıs'ta yakından tanıma olanağı bulduğu Solak için de "tam not" verdi. Ve Tarık Solak'ın, Haluk Piyes'in antrenörü rolünü oynayacağı yerli Rocky dizisi "Pusat" için kollar sıvandı. (Merak edenler için not: "Pusat", yeraltı dünyası terminolojisinde "zuladaki küçük savunma silahı" anlamına geliyor.)Anadolu `dan çıkmış bir boksörün hayatındaki kırılmaları, cezaevi yıllarını ve çocukluğu anlatılıyor. Osman Sınav , `Pusat `ın, Rocky `ye benzetilme ihtimaline karşı ise kesin konuşuyor: `Hayatımda hiç Rocky filmi izlemedim. Arkadaşlarla sohbet ederken `yerli Rocky ` derler diye bir konuşma geçti aramızda. Ama biz insanlara ne zaman ki `pusat ` dedirtiriz o zaman başarmışız demektir. Pusat bizim hikayemiz. İlk defa Türkiye `de bir boksör filmi çekiyoruz. Buna sadece bir boks hikayesi olarak bakmak da yanlış olur. Hayatın kendisi bir dövüş ve ring. İçinde aşk da var sevgi de. Çiçekçilik yapan bir kızı var mesela. Boks ile çiçeği yan yana getiriyoruz.`


`Acı Hayat `tan hatırladığımız Abdulkadir Ceylan Ede `nin yönettiği dizide Haluk Piyes , Yasemin Balık , Emin Boztepe ve Tarık Solak gibi isimler rol alıyor. Çekimlerine önümüzdeki günlerde Sivas `ta başlanacak Pusat için kahramanımızın maç trafiğine göre İstanbul ve Avrupa `nın çeşitli ülkelerinde de setler kurulacak. Dizinin konusuna gelince: Genç boksör Ali Pusat (Haluk Piyes ) şampiyonluk maçı öncesinde yaşadığı talihsiz olaylar nedeniyle hapse girer. Hocasıyla arası açılan ve sevdiği kız Hediye`yi (Yasemin Balık ) de kaybeden Ali , hapisten çıktığı gün yeni bir hayata başlar. Ancak bahis dövüşlerine yön veren Kont (Emin Boztepe ), Ali `yi yeniden belanın içine çekecektir. Artık Ali , temiz ve kirli dünya arasında kalmıştır... Dizinin Sivas `tan başlamasını ise `Adıyaman da olurdu, İzmir de. Bizim gönlümüze Sivas düştü. Selçuklu `nun başkenti. Türk ve ozan motiflerinin yanında içinden Pir Sultan ve Aşık Veysel `in geçtiği önemli bir şehir.` diye açıklıyor Osman Sınav .


`Sinan Şamil Sam `ı izledim`


Oyuncu seçerken bokstan anlayan isimlerle çalışmaya özen gösteren Sınav, Sinan Şamil Sam `ın maçını izleme fırsatı bulmuş. Oyunculara gelince... Haluk Piyes profesyonel boks yapmış bir isim. Kickboks organizasyonları yapan Tarık Solak ise hem oynuyor hem de birikimlerini senaryo grubu ile paylaşıyor. Senaryo yazarları boks yaparak rehabilite edilen sokak çocuklarıyla ve onların hocalarıyla görüşerek bilgileniyor. Aşık Veysel `den de alıntılar var dizide; `Kısmetin değilse dayak bile yemezsin` sözü, dizinin felsefesiyle de örtüşüyor. Dizinin müzikleri de konusu kadar orijinal. Türk halk müziği sanatçısı Cengiz Özkan ile Türk rap müziğinin önemli isimlerinden MC Fuat Engin , rap ve Türk halk müziğini harmanlayarak deneysel bir çalışmaya imza atmış. Boksörün nefesi ile zikirdeki ritim karışınca ilginç bir müzik çıkıyor ortaya.


`At, avrat pusattır aslında`


`Pusat , `kuşanılmış zırh` demektir. Yetenek, güzel ahlak da bir pusattır. Ringe çıkmadan önce boksörümüze bunları öğretiyor hocası. Mesela `At, avrat , silah`ın orijinali; `At, avrat , pusat `tır. Benim için çok ilginç bir anısı var `pusat `ın; üniversite yıllarında Selim Pusat müstearıyla yazılar yazdım.`


Pars , gündeme kurban gitti


`Pars Kiraz Operasyonu ` ekonomik olarak beklentimizi karşılamadı belki; ama verilen mesaj, manevi haz ve sinemasal değer olarak görenleri memnun etti. 20 Nisan `da vizyona girdi, 27 Nisan `da cumhurbaşkanlığı krizi patlak verdi ve sinema gündeminden düştü .


Dizisini de çekeceğim


`Pars Kiraz Operasyonu ` bugüne kadar çektiğim en iyi film. Amerikalı ortağım beni arayıp `ABD standartlarında bir film yapmışsınız.` diye tebrik etti. Devamını çekmeyi düşünüyoruz. Ayrıca tam tarih veremem; ama Pars `ın dizi filmini de izleyiciyle buluşturacağız

Pusat dizisi yeni

Pusat dizisi

Başrollarinde Kadir inanır ve oktay kaynarca'nın paylaştığı Kuzey rüzgarı isimli reytingleri alt üst edecek mafya dizisi 3 eylülde show tv ekranlarında olacak nezaman başlayacak olduğu hakkında tam bir bilgiye sahip olmasakta 3 eylülde muhtemel yayına girecek olan kuzey rüzgarı isimli dizinin 1. bölümünü heyecanla bekliyoruz diğer taraftanda yeni sezona damgasını vuracak osman sınav yapımı pusat'ın fragmanları show tv ekranlarında dönmeye başladı bile pusat diziside reytingleri sallayacak gibi görünüyor

de bakam kimsin sen?
- Pusat
de bakam neymiş pusat
- Kuşandığım zırhtır hocam
de bakaman neymiş o zırh
- güzel ahlak durmaz cesarek kuşandığım zırhtır hocam.

Pusat Dizisi 1. bolum, Pusat Dizisi 2. bolum, Pusat Dizisi 3. bolum, Pusat Dizisi 4. bolum, Pusat Dizisi 5. bolum, Pusat Dizisi 6. bolum, indir, izle, download, seyret, yeni bölüm

Pusat Yakında Ekranlarda!!!

Pusat Yakında Ekranlarda!!!

Osman Sınav yakında yeni dizisi olan PUSAT ile SHOWTV'de ekranlara geliyor..

İşte Pusat Filminden sözler ve filmin içeriği...
"Düşmana inat bir gün fazla yaşamak" demiş ya şair... Hayattan yediğimiz tokatlara inat, her tokattan daha da güçlenerek çıkmak... Her bir yumruktan sonra tekrar ayağa kalkabilmek.

Herkes sıkı üç beş yumruk yemiştir. Yemeyen yoktur. Marifet yumruğu yememek değil, yere indikten sonra kalkıp tekrar varolabilmektir. Her boksör biraz bize benzer... Her ring biraz hayata... Her hayatın içinde sakladığı çileler, acılar, biraz o'na...

PUSAT'a...

Her seferinde daha da güçlenerek yoluna devam etmek...

PUSATLANARAK...

Yeteneklerini, sabrını, cesaretini zırh bilip... Hepsini kuşanarak, düştükten sonra, tekrar varolabilmek için doğrulmak...

Kendini bilmek önce... Sonra, kızgın ateşlerde dövüp zırhını, onu kendince kuşanmak.

Her PUSATLI'nın, kötünün ve musibetlerin sillesine karşı siper edineceği bir kalbi ve sağlam bir bileği vardır.

ALİ PUSAT... "Üzerine yüreğinden başka muska takmadan"* hayata ringlerden tutunmaya çalışan, sporla PUSATLANAN bir genç...

Onun bir hedefi var. Çektiği her çileyi kutsal bilerek gelmesini beklediği bir günü...

Bu, PUSATLI'nın hikayesidir. Hayatın sillesine karşı bir PUSAT kuşanarak hayatta kalmaya çalışan herkesin.

Herkesin PUSAT'ı kendi kalbinde saklıdır.
Onu bulmadan... PUSATLANMADAN girilen her dövüşte bitiş zili, hep mağlubiyete çalar.

Haluk Piyes Kimdir? Pusat

Haluk Piyes Kimdir? (Pusat)

Yeni dönemde ekranlara çıkacak olan Pusat adlı dizisinin başrol oyuncusu olan Haluk Piyes'i araştırdık ve sizler ile paylaşıyoruz...

Hukukçu, boksör, yönetmen, senarist, oyuncu... Almanya'da doğup büyüyen Haluk Piyes'te marifet çok. Almanya'da; Robert De Niro, James Dean, Johnny Depp'le kıyaslanan Piyes'i Türk seyircisi, 'O da Beni Seviyor' filmiyle tanıdı. Haluk Piyes şimdilerde, Osman Sınav ile 'Pusat' adlı diziyle ekrana gelmeye hazırlanıyor.

Gerçek İsmi
Haluk Piyes(Luk ise Almanların akıllarında daha kolay tutabilmeleri için bir kısaltma.)
Eğitimi
Almanyada Hukuk, Tiyatro ve Sanat eğitimi; New Yorktaki Actors Studio
Diğer
Almanyaya 1970lerde giden Adanalı bir anne ve Türkmenistanlı bir babanın oğlu.

Filmleri - Oyuncu (8 Film)
Pusat 2007 (Sivaslı Boksör)
Mülteci 2007
Pars: Kiraz Operasyonu 2006 (Tayfun)
Sahte Prenses 2006 (Kerem)
Eylül 2005 (Kerem Aktaş)
Koru Kendini 2004 (Berivan)
O da Beni Seviyor 2001 (Hüseyin)
Kanak Attack 2000 (Ertan)

Pusat Dizisinin Fragmani

Pusat Dizisi Başrol Oyuncusu Haluk Piyes Videosu

Pusat dizisi oyuncu kadrosu

Pusat dizisi oyuncu kadrosu

Oyuncu kadrosunda Haluk Piyes, Yasemin Balık, Emin Boztepe, Tarık Solak, Şahin Çelik, Esin Civangil, Koray Ergun ve Tevfik Polat isimlerinin yer aldığı "Pusat"ın yönetmeni ise Abdülkadir Ceylan Ede. Çekimlerine 13 Ağustos'da başlanacak olan "Pusat", Eylül'de Show TV ekranlarında yayına girecek. Projenin çekimleri Sivas ve İstanbul'da gerçekleşecek